Hürriyet Bumerang

26 Mart 2015 Perşembe

LINE ve Pepsi sevdiklerinle yaya yaya konuş diye var!

Telefon, sevdiklerimizle konuşmak için mükemmel bir araç. Artık hayatımızın çok büyük bir kısmını akıllı telefonlar kaplıyor ve herkesle görüntülü, görüntüsüz konuşabiliyoruz. 

Sevdiklerimizle konuşurken kullandığımız bir çok akıllı telefon uygulaması var ve hepimiz bunları kullanıyoruz. Sadece mesajlaşmıyoruz, aynı zamanda konuşabiliyor, hatta birbirimizi anında görebiliyoruz. Bu uygulamaları kullanabilmek için iki tarafın da bu uygulamaya sahip olması gerekiyor. Ama bu kadar çok uygulama varken herkesin aynı uygulamayı kullanmasını beklemek biraz hayal oluyor. 

Bu sorunları çözmek için LINE, bir uygulama geliştirdi. Artık LINE’da Premium Call özelliğiyle, LINE’a sahip olmayan insanları arayabiliyoruz. Sadece yurt içini değil, yurt dışını da çok uygun fiyatlara arayabiliyoruz.

LINE uygulamasına sahipsen, ekstradan bir şey yapmana gerek yok.

LINE indirmek için: http://me2.do/F1mG6dym

LINE ve Pepsi Kampanyası

Siz sevdiklerinizle yaya yaya konuşun diye LINE ve Pepsi birlikte bir kampanya başlattı. Hali hazırda LINE’dan LINE’a ücretsiz konuşabiliyorken, Pepsi kapaklarından çıkan şifreyle LINE'dan yurt ici, yurt disi, sabit veya cep telefonu istedigin numarayi ucretsiz arayabilmeni saglayacak 100 Premium Call kredisi kazaniyorsun.

Şifre Nerede?

Kutu Pepsi’lerin açma halkalarının arkasında veya Pepsi pet şişe altın ve gümüş renk kapaklarının altında şifreye ulaşman mümkün.

Şifre nereden aktif ediliyor?

Peki bu Pepsi şifresini LINE’da nasıl kullanırım diye mi düşünüyorsun? Hemen açıklayalım. İlk önce “diğer” kısmında Pepsi için özel yapılmış kısma giriyorsun.

Daha sonra şifre için ayrılmış bir yer göreceksin. Oraya Pepsi kapaklarının altındaki şifreyi giriyorsun.

Şifreyi girdikten sonra kutucuğun altındaki “Gönder” butonuna basıyorsun. Anında 100 Premium Call Kredin aktif hale geliyor.

LINE, aynı zamanda konuşmanın en ucuz yolu!

Ben bir hesaplama yaptim. Normalde internetli mesajli paketlere 30 lira falan oduyorsun. Bi' Pepsi aldin, ortalama 2 TL desen, 5 tane Pepsi alsan, etti 10 Lira. Elinde ne var? 5 tane Pepsi ve 500 Premium Call Kredisi. Bu da ediyor ki 150 dk. sabit hatlara ( ki sabit hat mi kaldi??) ya da 50 dk. herkesi arayabiliyorsun. ne kadar telefonla konusyorsun ki zaten? Surekli LINE'Dan mesajlasip duruyoruz ucretsiz. Olmayanlara da LINE yukletsen, oradan da bayagi kurtariyorsun. Bildigin 5 Pepsi yanina kar kaliyor.

Üstelik yurt dışını çok daha ucuza arıyorsun ki tek tek bütün ülkelere bakıp ne kadara denk geliyor diye hesaplamadım. Ama örneğin Amerika’yı, 100 Premium Call Kredisiyle yaklaşık 100 dakika konuşabiliyorsun. Çok iyi.

Bundan sonra bu şekilde harcama yapacağım ben. Evde zaten su gibi Pepsi içiliyor. Hatta su yerine Pepsi içiliyor. Adamlar üstüne Premium Call Kredisi veriyor. Ben kendime bi’ kampanya yapsaydım, ancak bu kadar karlı olurdum. Sahiden. 

Evet özetliyorum: Herkese LINE yükletiyoruz, oradan kurtarıyoruz. Pepsi içiyoruz, oradan da kurtarıyoruz. Yurt içini, yurt dışını rahatça arıyoruz. 

Nedir bu LINE Premium Call?

LINE Premium Call, sevdiklerinle konuşman için LINE’ın oluşturduğu bir servis. Aradığın kişi LINE uygulamasını kullanmıyorsa, onu Premium Call sayesinde arayabiliyorsun.

Üstelik yurt dışında da bu uygulama geçerli ve çok uygun fiyatlara bunu gerçekleştirebiliyorsun. Bu şekilde sevdiklerinle yaya yaya konuşabiliyorsun.

 

Bir boomads advertorial içeriğidir.

14 Mart 2015 Cumartesi

Londra'dan Gelenler

Geçtiğimiz ay abim Londra'ya gitmişti. Ben de fırsat bu fırsat diyip bol bol sipariş verdim. Aslında siparişlerim arasında Lush Bubblegum Lipscrub da vardı ama abim uğrayamamış mağazaya malesef. 


Batiste'nin Türkiye'de olmayan çeşidini sipariş verdim öncelikle. Kokusu çok güzel ve saçı çok güzel hareketlendiriyor. Fiyatı da 10 TL gibi bişeye geliyo. Burada 25 TL, tabi ki her üründe olduğu gibi iki katı fiyat koyuyolar ülkemizde. Herneyse bu çeşidinin de en kısa zamanda Türkiye'ye gelmesini diliyorum :)
No7 markası ise bildiğime göre bir İngiliz markası. Ben aslında Yes To markasının salatalıklı makyaj temizleyicisini istiyodum ama abim sormuş Boots'ta kalmamış. O da bu markayı almış, keşke birkaç ürün daha alsaymış sevdim bunu da.



İçki ve çikolata da almış bol bol. Özellikle benim favorim olduğunu bildiği için çikolata kaplı Oreo almış canım ya :) Onun dışında bi de Bailey's istemiştim onu da getirmiş. Bunun bi kısmıyla çok lezzetli bi tiramisu yapmayı düşünüyorum. 


Ve İngiltere'nin olmazsa olmazı telefon kulübesi şeklinde kumbara ve çay almış. English Breakfat Tea çok lezzetli, Vanilla Chai'yi henüz deneyemedim ancak çok merak ediyorum çünkü yarısına süt yarısına su eklenerek yapılıyomuş :D

10 Mart 2015 Salı

Oje Koleksiyonum Part 4

Dünkü Pastel yazımdan sonra bugünün ojeleri Flormar. Favori oje markam Pastel dediğim halde en çok Flormar ojem çıktı :D Flormar da tabi favorilerim arasında ojelerde. Saydım ve tam tamına 18 tane flormar ojem çıktı.


Flormar ojelerimde ilki Supermatte serisinden M117. Çok tatlı bi renk. Pembe ama içinde turunculuk barındırıyor. Ve simsiz olması en sevdiğim yanlarından. İkincisi 320 numaralı Rose Taboo. Soluk bi renk ama çok güzel. Ben çok severek kullanıyorum. Onun yanındaki aslında benim renkleri karıştırarak elde ettiğim bi renk :D Hangi ojeleri karıştırdım şu an hatırlamıyorum. 408 numara ilk ojeyle nerdeyse aynı renk. 409 Purple with Pink isminden de anlaşılcağı gibi içinde mor barındıran pembe. Ben pek mor rengi göremedim ama bildiğiniz koyu pembe işte. Yapısı biraz ince ama 2-3 katta rengini veriyo. 48 numaralı mor olan sedefli bi mor. Ortaokulda almıştım, birkaç kez kullandım ve bi daha da kullanmadım. En sevmediğim oje türü sedefli ojeler. 005 numaralı oje de en eski ojelerimden. Bu da sedefli gibi ama çok fazla belli etmiyor. Zamanında çok severdim. 099 numaralı olan sedefli lacivert. Bunun da sedeli olması dışında tonu çok güzel. Şimdi diyceksiniz madem sedefli oje sevmiyosun neden bu kadar çok var :D Ben de bilmiyorum heralde zamanında önemsememişim sedefli olmalarını :) 393 numaralı olan simli mükemmel bişey. İstediğiniz her ojenin üzerine sürebilirsiniz parlaklık katmak için. İçinde her renkten sim var :D Supermatte serisinden M126 çok güzel bi lila-gri renk. Çok soğuk tonlu ama bayılıyorum bu ojeye. 418 numara 2-3 sene önce baya popülerdi, ben de popülerliğine kanıp aldım ama fazla kullanmadım. Galaksi görünümlü diyoduk hatta o zamanlar :D Ama hakkını yiyemem güzel bi renk. Matte serisinden M06 Elegant Green çooook güzel bi zümrüt yeşili. En yeni ojelerimden biri ve çok seviyorum. Onun yanındaki de mat olmayan ve içinde biraz daha mavilik barındıran versiyonu, 429 numara. Bu da favori ojelerim arasında özellikle yaz aylarında. 011 numaralı Tender Salmon somon rengi. Bunu da çok seviyorum ama nedense elime yakışmadığını düşünüyorum. Buğday ve esmer tenlilerde çok güzel duracağına eminim. Yine Supermatte serisinden M108 de krem tonlarında bi oje. Nude oje sevenler bi bakmalı kesinlikle. Quick Dry serisinden QD06 Fiery Red kan kırmızısı, çok güzel bi ton. Ancak pek bi çabuk kuruma özelliği göremedim ben. Ve hayatımın ojesi 323 Cherry Dessert, mükemmel ve koyu bi bordo. Her kadının oje kutusunda olması gereken renklerden biri. En sonuncu ise çok kullanmasam da simsiyah. Numarası 313. Gotik havalarda olduğunuz zamanlarda sürmek için birebir. 




Oje koleksiyonumun sonuna geldik. Benim oje koleksiyonum bu şekildeydi. Bir de bunun video versiyonunu yapıp kanalıma koymayı düşünüyorum. Nasıl fikir sizce? Bunun hakkında post yapmak isteyen herkesin yapmasını ve bana da linkini göndermesini çok isterim :) Sizin favori ojeleriniz, sevmediğiniz ojeleriniz, favori markalarınız neler? Bir sonraki yazıda görüşmek üzere.
Instagram: aysegulcandannn
Youtube kanalım: Ayşegül Candan

9 Mart 2015 Pazartesi

Oje Koleksiyonum Part 3

Eveeeet sıra geldi 3. partımıza. Bu yazıları geçen hafta hazırlayamadım çünkü bel ağrısı yüzünden yattığım için bir türlü ojeleri bir araya toparlayıp yazı hazırlayamadım. Onun yerine küçük yazılar hazırladım birkaç tane.
Bu postumda Pastel ojelere yer veriyorum. Pastel benim uygun markalarda en sevdiğim oje markası. Gerek renkleri gerek yapılarını çok seviyorum. Elimdekileri ayıkladıktan sonra ise 13-14 civarı oje kaldı.



Sıradaki ojelerden ilki 39 numara. Çok güzel bi vişne çürüğü rengi. Bitmek üzere olan bi ojem, bittiğinde tekrar alıcam. Onun yanındaki 40 numara vişne çürüğünün daha çok mora çalan rengi. Nude serisinden aldığım oje ise Caramel rengi. Çok çok ince bi yapısı var 3 katta tırnağı kapatıyor. Yine de çok severek sürüyorum zarif bir renk. Onun yanındaki cırtlak renk ise eski serilerden Magic Sand 723. Hala mağazalarda var mı bilmiyorum bilen varsa yazabilir mi? Bunun da rengi çok güzel ve bi önceki oje postumdaki Kiko gibi kum yapısı var. Tırnakta çok güzel duruyo kesin öneririm. Onun yanındaki 59 numara açık pembe tam bir Barbie pembesi. Çok beğenerek aldım ama ne yazık ki tırnaklarıma hiç yakışmadı. Kısa yapılı tırnaklarım olduğu için sanırım. Uzun ve ince tırnağı olanlara çok yakışır bence. 41 numaralı koyu pembe ise benim ilk Pastel ojem :D Çok severek almıştım zamanında sanırım lise 1. Sınıftaydım. Her haftasonu bu ojeyi sürerdim. Daha sonra kullanmayı bırakmışım, büyük ihtimal kurumuştur ama atmıyorum. İlk göz ağrım sonuçta :D 71 numaralı olan bi önceki yazımda bahsettiğim, çok sevdiğim mavi ışıltıları içeriyor. Güzel bir pembe ama bu da hak ettiği değeri görememiş ojelerimden.
Geldik gri-mavilere. İlki açık renk olan 84 numara. Çok soluk bi gri. İlk başta çok seviyodum ama fazla kullanmayıp sıkıldım çabucak. Güzel bi renk ama buğday tenlilere daha çok yakışır. Yanındaki koyu gri 13 numara. Kesinlikle alın derim. Füme gibi kopkoyu bi gri. Yağmurlu havalarda sürmeyi seviyorum. 123 numaralı olan mavi ojem bende 2 tane daha aynı tonun olduğu oje. Ama farklı markalardan :D Bu ojeyi de çok seviyorum içinde sarı-yeşil ışıltılar var. 142 numara mavimsi bi lila, yani soğuk tonlu bi lila. Yanındaki 82 ise sıcak tonlu lila, ikisini de öneririm lila tonlarını seviyorsanız. Sonuncu Pastel ojem ise 49 numaralı patlıcan moru. Aslında tam patlıcan moru değil biraz daha açık ama kesinlikle mükemmel bi renk. Benim gibi mor hastalarının kesinlikle alması gereken renk. 



Bendeki pastel ojeler bu şekilde. Bunları çekeli çok uzun süre olduğu için aralarına birkaç renk daha eklendi ama fotoğraflarda yok. Onlarda başka bir postun konusu olur artık :) 
Diğer hesaplarımı takip etmek isterseniz 
Instagram: aysegulcandannn
Youtube: Ayşegül Candan

8 Mart 2015 Pazar

Ayın Güzellikleri


Bir önceki yazımda bahsettiğim Pastel kissproof 15 numara :) duruşu mükemmel değil mi ya?




Salı günü doğum günüm olması sebebiyle çok fazla mum üfledim. Yalnız hepsi salı günü dışında üflendi :D 


Evde dinlenip televizyon izlenirken yenen abur cubur en güzeli değil de ne?


En sevdiğim şeyler arasında Pinkberry'nin olduğunu söylemiş miydim?



Cook Shop Magnolia pudingi sonunda denedim. Schnitzel'i kadar pudingi de enfesti. Favorim oreo ve çilek tabi ki :)


Bazen saçlarımı örüp ilkokul öğrencisi gibi hissetmeyi seviyorum, en sevdiğim kısım ise şımarma kısmı :D



Kışın eennn güzel yanı 


Ve meyhanenin en güzel yanı :))

Gratis İndirimi

Herkese merhaba, bildiğiniz gibi Gratis şu anda Kadınlar Günü indiriminde. Ben de bu sefer kendimi tutarak az alışveriş yaptım. İndirimden sadece Pastel'in istediğim serisi olan Daylong Lipcolor Kissproof rujundan iki renk aldım. Onların rengine uyan iki adet Emily lip pencil dışında da başka hiçbir ürün almadım. 


 
Öncelikle yapılarını çok sevdiğimi söylemeliyim. Tam mat bir duruşu var dudakta. Ve sabah sürdüğüm ruj neredeyse akşama kadar dayandı. Tabi sadece iç kısımlar silindi ama onlar da tazelenince bir sorun kalmıyor ortada. Bendeki 19 numara mor tonlu ve 15 numara nude tonlu. 19u henüz denemedim ama 15 kabından daha kahverengi duruyo dudakta. Olsun yine de ben çok beğendim. Kesinlikle öneririm almanızı. Ve 203-204 numaralı dudak kalemleri bildiğiniz bu iki ruj için yaratılmış. Bu rujları alacaksanız dışına net bir çizgi çekmeniz için dudak kalemlerini de almanızı öneririm. 
Instagram: aysegulcandannn
Youtube kanalım: Ayşegül Candan

6 Mart 2015 Cuma

Ofçay Hazine’yi Keşfet!

Yeni ürünleri deneyimlemeyi her zaman sevmişidir. Ofçay Hazine’nin  paketini görünce ilk dikkatimi çeken adı oldu. Adı “Hazine”yse içinde değerli bir şeyler var demek ki denemeli dedim…

Ürünün adından sonra geldik ikinci aşamaya. Ambalajı açtıktan sonra içinden çıkan poşet şaşırtıcı. Çünkü ben ilk kez köşeli formda demlik poşet gördüm. Tek farkı köşeli olması da değil ambalajı epeyce büyük. Dolu dolu çay keyfi için ideal… İçeriğini Karadeniz’in yüksek yamaçlarından toplanan kaliteli çay yapraklı ile hazırlamışlar. 

Geldik üçüncü ve en keyifli aşama yani tatma kısmına. Çay tiryakisi değilim ama iyi çayı ayırt edebilirim. İçtiğim çayda görsel olarak berraklık ve ideal renk ararım. Tat olarak ise geleneksek Türk çayı lezzetini. 

Peki neden Ofçay Hazine’yi sevdim? Sevdim çünkü dökme çay tadında… . Sevdim çünkü bir poşetten 10 bardak çay çıkıyor. Sevdim çünkü demlik temizleme derdi yok. Sevdim çünkü reklam filmi sevimli. Mutfakta erkekleri daha sık görmek istiyoruz :) Reklam filmini siz de izlemek isterseniz tık tık.

Bu içerik http://www.egedentarifler.com/ tarafından hazırlanmıştır.

Bir boomads advertorial içeriğidir.

4 Mart 2015 Çarşamba

BBW Candles

Herkese merhaba, bugünün konusu en sevdiğim markalardan biri olan Bath&Body Works'ün bende olan mumları.
Benim mum merakım yaklaşık 2-3 yıl önce Tepe Home'daki Yankee Candles'lar ile başladı. Her gittiğimde mum reyonunda minimum 15 dakika geçiriyodum. İlk aldığım ürünü de tabi ki cupcake gibi şeker bi kokusu olanıydı. Limonlu, çilekli, şekerli hepsiner bayılırdım. Sonra BBW'nin mumlarını bloglarda gördükçe ben de merak etmeye başladım ve birkaç çeşidini aldım. Henüz elimde çok az olmasına rağmen koleksiyonumu genişletmeyi planlıyorum :D




Benim favorim olan Pink Petal Tea Cake. O kadar güzel kokuyo ki hayranım buna. Tatlı bi kokusu var cupcake gibi. Yiyesim geliyor bazen :) Lemon Verbena ise bildiğimiz limonata gibi. Tatlı ve ekşi limon kokusu bir arada. Canınız limonata çekebilir benden söylemesi. Sunreached Vineyard ise üzüm bağı kokusuymuş. diğer ikisini geçemese de gözümde bununda hoş bir kokusu var. Ve resimlerde olmayan Twisted Peppermint isimli mumu aldım. O da naneli şeker kokusunda. Binevi mentos diyebiliriz :D
Bendekiler bu kadar. Sizin favori mumlarınız neler? :)
P.S: Oje Koleksiyonum yazıları yarın ya da öbür gün yayınlanmış olacak. Beklemede kalın ;)
Youtube: Ayşegül Candan
Instagram: aysegulcandannn

2 Mart 2015 Pazartesi

Oje Koleksiyonum Part 2

Eveet dün ilk partını paylaştığım oje koleksiyonu postlarımın ikinci kısmındayız. Bugün karışık markalardan ürünleri paylaşıcam. 3 ve 4. postlar ise Flormar ve Pastel ojelere yönelik olacak.

Ben oje koleksiyonumu bir ahşap kutu bir de hasır sepet olmak üzere iki kutuya doldurdum. Özellikle ahşap kutuyu kalpli olduğu için çok sevdim dekorasyon olarak çok güzel duruyor odamda.



İlk baştaki Rimmel Space Dust serisinden 006 Moon Walking. Bu aşırı ışıltılı bir oje. Parti, gece kulübü gibi yerlerde sürmek için çok uygun. Tek sorunu her simli ojede olduğu gibi çıkarması çok zor. Pastelin bir aralar kokulu oje serisi vardı. ben de bu seriden portakal kokulu olanını almıştım. Sürdükten ve kuruduktan sonra tam bir tofita gibi kokuyor. Uzun zamandır kullanmadığım için koku özelliği geçmiş midir bilmiyorum ama zaten üretimden kaldırıldı diye biliyorum.  3. oje bana Clinique'in bir setinden çıkmıştı. Rengini çok beğenmiştim ama çok saydam yapılı. 4-5 kat sürdüğüm halde kutudaki rengi elde edemedim. Bu yüzden önermiyorum. Essence ojelerin ilki 21 numaralı Fabuless-simli siyah. Simli dediğime bakmayın çok hafif ışıltılar var. Uçları çok çabuk soyuluyor. Diğer renk petrol yeşili diyebilceğimiz bir renk. 54 numaralı Trust in Fashion isimli ojeyi çok seviyorum. Zümrüt yeşiline de biraz benziyor. Eğer raflarda varsa öneririm almanızı. Bebek mavisi olan oje simli. Bu da renk vermiyor çok saydam. O yüzden altına pastel tonlar sürerek kullanıyorum. İsmi 25 Glisten Up! Sonuncu Essence oje ise 38 numaralı Choose Me! Bu oje dün bahsettiğim Aquatix koleksiyonundaki The Caribbean Sand'le neredeyse aynı. Sonuncu ürün bir oje değil tırnak eti yağı. Besleyici özelliği var ve limon kokusu o kadar güzel ki. Gratis'lerde bulabilirsiniz.


Golden Rose Matte Velvet ojenin numarası 101 sanırım. Silik yazılar biraz tam anlayamadım. Bu hem mat hem sedefli bir oje. Gerçekten çok ilginç gelmişti bana ve sevdiğim ojeler arasında. Kiko oje ise sand yani kum yapılı ojelere olan ilgimin başlangıcı. Kıko markasını iki sene önce İtalya'da keşfetmiştim ve hemen birkaç ürününü denemek için almıştım. İlki de bu Sugar Mat ojeydi işte. Yeşilinin tonu o kadar güzel ki. İçinde sarı-altın ışıltılar var. Bitmemesi için o kadar az kullanıyorum ki. Keşke depolasaydım :( Golden Rose'un iki ojesi de çok güzel. Tırnaktaki parlak, cam gibi duruşlarını o kadar çok beğeniyorum ki. İlki nar çiçeği-mercan rengi. İkincisi ise koyu mor. Ve içinde çok güzel mavi ışıltılar var tınrağınızı oynatınca belli oluyor. Mor ojelerde ışıltı sevmediğimi söylemiştim dün ama bunun mavi ışıltısı o kadar güzel ki aşık oldum. NYC'nin 325 numaralı Raindrop bebek mavisi ojesi de favorilerim arasında. İçinde hiç sim yok. Benim sevdiğim yapıda yani. Soluk bir bebek mavisi canlı değil rengi. Sally Hansen Xtreme Wear 160 Cherry Red'in ayrıntılı incelemesini 1-2 ay önceki yazılarımda bulabilirsiniz. Son ojem ise Wet'n Wild Red Red. Bu da Golden Rose ile neredeyse aynı.



1 Mart 2015 Pazar

Oje Koleksiyonum Part1

Herkese merhabaa, umarım hepinizin keyfi yerindedir. Benim keyfim gayet yerinde çünkü 2 haftadır var olan bel ağrılarım azalmaya başladı ve ben dilediğim gibi hareket etmeyi, koltuğa ağrısız oturabilmeyi ne kadar özlediğimi farkettim. Allah düşmanımın başına vermesin bu ağrıyı cidden ben çok çektim.
Herneyse bu postumun amacı oje koleksiyonumu göstermek ve ürünleri yorumlamak. Yalnız bu post birkaç parttan oluşacak çünkü ben bildiğiniz tüm ojeleri gruplandırarak ve baya uğraşarak, renklerini tam yansıtması için kapsamlı fotoğraflar çektim. Hepsini 1 posta sığdırmak zor olur diye ve sizi sıkmamak için her gün bir partın yazısını yazıcam. İlk yazım biraz kısa olucak çünkü sadece 4 ojeden oluşuyor. Ve bu ojeler Essence Aquatix koleksiyonunun en sevdiğim renkleri.




İlk olarak en sevdiğim olan The Holo ile başlamak istiyorum. Bu oje isminden ve görüntüsünden de anlayabileceğiniz gibi holografik bir oje. Kendisi aynı zamanda yılbaşı ojem olur. Tırnakta o kadar güzel duruyor ki. İçinde farklı renklerde ışıltılar var ve tırnağınızı farklı yönlere doğru döndürdükçe yansımaları da değişiyor. Ben siyah elbiseyle kombinleyip ojeyi ön plana çıkarmıştım ancak farklı renklerle de çok güzel olur, özellikle bordo, saks mavisi gibi koyu renklerle. Yalnız gri tonda giyinecekseniz önermem çok boğuk bi görüntü oluşturur.




İkincisi The Sparkle olan mor renkli. Ben mor aşığı bir insanımdır bu yüzden aldım ama pek ısınamadım nedense. Aldığımdan beri tek tırnakta denemem dışında hiç kullanmadım. Aslında ışıltıları falan bunun da çok güzel ama ben ojede mor ton kullanıyorsam kesinlikle mat olmalı. Nedense ışıltılı morları ne kadar beğenerek alsam da bir köşeye atıyorum.


Üçüncü oje ve benim ikinci favorim The Ocean Sand. Çok koyu bir mavi ve bana gece gökyüzünü hatırlattığı için çok seviyorum. Aynı zamanda ismindeki sand yani kum görünümü var. Sand görünümülü ojeleri de çok seviyo olmam bunu sevmemdeki bir diğer neden.


Sonuncusu ise The Caribbean Sand. Bununla aynı tonda iki tane daha ojem olduğu için bu da hakettiği değeri göremedi benden. Ve ilk katta renk vermesi çok başarısız.


Malesef koleksiyon ürünü olduğundan bulmanız çok zor. Ancak küçük parfümerilerde bulabilirsiniz. Mesela ben The Holo'yu raflardan kaldırıldıktan çok sonra 4. Levent'te bir parfümeride bulmuştum ve çok sevinmiştim. Siz de bulursanız kaçırmayın derim.

İlk partımız bu kadardı, devamı yarın blogda :)